“Biz sizi tahmin edemeyeceğiniz kadar çok seviyoruz. Kim olursanız olun sizi de seviyoruz. Başka insanların sizi sevmemesi bizi alakadar etmez. Biz severiz ve sizden yanayız. Sizinle birlikteyiz.
“Her Mutsuz İnsan bizim mutlaka kolundan tutup, elinden tutup kaldırdığımız, hayata döndürdüğümüz bir hedeftir bizim için. Biz sizler için yaşıyoruz. Sadece sizlerin mutluluğu için varız. Biz Allah’u Teala’nın bize verdiği bir muhteşem iç Dünya dizaynı ile kendimizi sizlere adadık. Hayır! Kendimiz için yaşamıyoruz. Sevgili kardeşlerim. Sizler için yaşıyoruz. Ve İŞTE YAŞAMAK BUDUR, DİYORUZ.
Öyleyse Hidayet Çağı’nın temelindeki en sağlam kilometre taşı O sevgidir. Öyleyse bir sevgi toplumuyuz. Dünyaya mutluluğu öğretecek Efendimiz tarafından Kur’an hakikatleri ile donatılmış bugünün sahabeleri. Görevimiz etrafımızdakilere mutluluk saçmaktır. Biliyoruz ki, Allah’a ulaşmayı dilemeyenin şu Dünya üzerinde mutluluğu yaşaması mümkün değildir. Allah’u Teala “Kim Kimin Hidayetine vesile olursa, onun kazancından ona da veririz.” Buyurmaktadır.
Peygamber Efendimiz (S.A.V)’de “Bir kişinin Hidayetine vesile olman güneşin doğup batığı yerlere sahip olmandan daha hayırlıdır” şeklinde müjde veriyor.
Ne kadar çok kişinin Hidayetine vesile olursanız o kadar çok kam, (mutluluk) o kadar çok derecat kazanıp pay alırsınız.
Müjdeler demeti!
Öyleyse çok kam (HAYIR) alabilmek başkalarının Hidayetine vesile olmaya bağlı. Çok kam alabilmek, zikirle, nefs afetlerinden kurtulmamıza bağlı, çok kam alabilmek sevgiyle başkaları için yaşamamıza bağlı, çok kam alabilmek Allah için yaşamamıza bağlı, Allah için en güzeli oluşturmaya bağlı,
“En güzeli oluşturmaya çalışın, o zaman göreceksiniz ki Sevgisiz olmaz, başaramazsınız. Sevgi yoksa mutluluk yoktur. İnsanlardan nefret etmeyin. İnsanları sevin, sevdikçe onların da sizi sevdiklerini göreceksiniz.”
Can Kardeşlerim, Canım Kardeşlerim, sevdiğim, sevdiklerim, verelim el ele, gönül gönülle kalbimizde ki; Zikirlerle sevgi bahçelerine dalalım. Çocukluğumuzda bir oyunumuz vardı? “Aç kapıyı bezirganbaşı, bezirganbaşı”
Açılan kapı nedir? Sevgi çünkü sevgi mutluluğun kapısıdır.”
Sevgi ile bu kapıdan içeri girdik mi gönüller daha bir şen olur. Çünkü Zikrin kalbe ulaştırdığı nurlar içinde yaşanır. Zikrinizi günün yarısına değil, günün bütününe çıkarmanız asıl hedefiniz olmalı. Hiçbir güçlük sizi bundan alıkoymamalı. Her geçen gün daha çok Zikretmenin yolunu bulmalısınız. Öyle bir gün gelir ki, her an kalbinizde ki, sesi duyarsınız Allah, Allah, Allah, o çınlar iç Dünyanızda ve arkasından duyduğunuz his mutluluktur, mutluluktur, mutluluktur.
Küçük yaşlarda ezberlemiş olduğum ve her söyleyişimde Rabbime olan güven ve teslimiyetimi artıran şu Duamı hatırladım.
“Yarabbim! Sevdiklerini sevdir, yerdiklerini yerdir, Beni sevdiğin ve sevdirdiğin kullarından eyle”
Sevgili Kardeşlerim, ne zaman başkaları için yaşamaya başlarsanız mutluluğun ne olduğunu ancak o zaman o şartlar içinde anlarsınız. Göreceksiniz ki, onun adı sevgidir. Sevgisizliği oluşturan, kini, nefreti, düşmanlığı, onları Zikir silgisiyle silmenizden sonra gerçekleşir. Allah’u Teala’nın sizi nasıl daimî Zikre ulaştırdığını anlayamazsınız bile. Birde bakarsınız ki, daimî Zikirdesiniz. Birde bakarsınız İnsanlar size nasıl davranırsa davransın siz onlara kızamıyorsunuz. Siz onları seviyorsunuz. İşte daimî Zikre ulaştığınız zaman bu sizi irade teslimine ulaştırır.
Sevgiyle bakmak; Gönül gözüyle bakmak demektir. Göz sadece bir fonksiyonu icra eder; ama fonksiyonun içini dolduran, onu sanata dönüştüren gönüldür. Biz gözümüzle bakarız belki ama sevgiliyi gören gönüldür. Gönlümüzde aşk varsa, gözün gördüğü her şey kusursuz ve güzeldir.
“Hani bizim Yunusmuz’un “Yaratılanı severiz, Yaratan’dan ötürü” demesinin altında yatan gerçek bu makam ve bu sevginin sözü, dökülüşü….
Ve de mutluluk martısının sevgi kanatlarından hepinize sevgiler, sevgiler, sevgiler
Allah razı olsun…
YORUMLAR