“Seçmediğimiz bir hayatı yaşıyoruz, hiçbir şey istediğimiz gibi değil. Ne yaradılışımızın ne dünyaya gelişimizin tercihi bize ait değil.” Çoğu zaman içimizdeki vesveselerin, kuruntuların, isyanların dökülüşü olan bu cümlelerin arkasına saklanıyoruz Hep. Yani yaşamak için neden İnsan hüviyetinde yaratıldığımızı sorguluyoruz.
Oysaki her şey tamam! Her şey merkezinde, oysa bir ot olarak da yaratılabilirdik! Oysa bizi yaratana şükrümüzün, Hamdimizin bir sebebi de insan olarak yaratılmamız olmalıydı. İnsan adını bize vermekle kalmadı, ruhundan üfürdü, her şeyi bizim için yarattı, bize can verdi, düşünme yeteneği verdi, kusursuz ve eksiksiz olarak yaratıldık. Evet, bizim yaşamda oluşumuzun tek sebebi Rabbimiz. O istedi ve yaratıldık. Karşılığında ise sadece mutlu olmamızı istiyor. MUTLU OLMAK YA DA OLMAMAK. İşte bunu seçme yetkisini de yine bizlere veren bir Rabbimiz var. Serbest iradelerimizin emrine sunuldu her şey. Peki, mutlu muyuz? “HAYIR” Bu soru ve cevap her şeyi açıklıyor. Demek ki biz, seçimimizi mutsuzluktan yana kullanmışız.
Bazen düşünüyorum da hepimiz birer yazarız. Her yeni gün elimize verildiğinde bomboş bembeyaz bir sayfa geliyor aklıma. İstediğimizi yazmak sadece bizim elimizde. Bugün ne yazmalıyım diye çok iyi düşünmemiz gerekiyor sanırım. Çünkü bu öyle bir yazarlık ki silgi kullanmak yok, delete tuşuna basmak yok, yani ne yazarsanız sadece o kalıyor. Diyelim pişman olduk yazdıklarımızdan, işte o zaman sadece karalama hakkımız var. Bembeyaz bir sayfayı kirletiyoruz. Üstelik ne zaman o sayfayı tekrar okumaya çalışsak, o karalamaların hata olduğunu her daim anımsayacağız. Öyle bir gün gelecek ki, elimizden o kalem alınacak ve son cümlemiz “KEŞKE” olacak.
İşte o güne gelmeden önce, her anımızın kaydedildiğini düşünerek (ki zaten Rabbimiz bu görevi kiramen kâtiben meleklerine vermiş) yaşamalıyız hayatı. Hatasız kul olmaz, bizler ne kadar kusurlu olursak olalım, KUSURSUZ ve AFEDECİ olan Rabbimizden af dilemeliyiz. Hatalarımızdan ders çıkarıp acziyetimizi O’na bildirmeliyiz. Yine çok inandığım bir şey var ki, “YUMUŞAYAN KALPLERİMİZİ” Rabbimiz de affediyor. Kalp ise ancak ZİKİRLE yumuşuyor. ALLAH diyen kalplere, Rabbimiz de sükûnetini mutlaka veriyor.
İşte dostlar, hal böyle olunca yüzümüzde güller açıyor. Tıpkı bir bilgisayar sistemi gibi hafızamıza format atsak bile bir yerlerde mutlaka yedeklelediğimiz o kötü hatıralarımız da silinip gidiyor. Yüzümüzün her zerresine sinen gülümsememiz, kalbimizin yansıması oluyor. Bunu başarabildiğimiz zaman sadece yazar değil şair de oluyoruz. Bir şiir tadında yaşıyoruz hayatı. Ve artık bülbülün güle olan aşkını anlıyoruz. İşte o zaman Rabbine sevdasını dile getiren bir garip yunus oluyoruz.
Bu sevda kalbe dokunduğu andan itibaren görüyoruz ki, avuçlarımızda yıldızlar var. Savuruyoruz gökyüzüne, daha da aydınlanıyor karanlıklar. İşte o zaman anlıyoruz ki, gülümsememiz yüz kaslarımızda oluşmuyor. Gülümsememizin tek sebebi yumuşayan ve her daim Rabbini zikreden kalbimiz yüreğimiz.
Hayat ne verdiyse ne kadar üzülsek de kırılsak da, ihanetler, hayal kırıkları yaşasak da yine de gülümsüyoruz hem de güneşi yüzümüze kondurmuşçasına.
“HER ŞEY MERKEZİNDE” çok sevdiğim ve gerçekten iman ettiğim bir sözdür. Hele birde hayatımızdaki her şeyin merkezine sevgiyi koyarsak, işte o vakit bu söz yerini buluyor. Zaten nefslerimiz yeteri kadar somurtmuyor mu bizlere? Her gün uyandığımız günü değiştirme imkanına sahipken, Elimiz tutuyor, Gözümüz görüyorken, yani hala YAŞIYORKEN, hala Rabbimizden yana umutluyken, çok anlamsız değil mi, her gün yüzümüze yapışık kalan asık suratlar?
Sevgili Peygamberimiz (S.A.V)’in de dediği gibi: “En güzel sadaka güler yüzümüz.” Oysa çoğumuzun bir türlü beceremediği şey bu. Yani sadece gülümseyerek birçok İnsanın hayatını güzelleştirmeye vesile olabiliriz. İnancımızın bütünlüğünü, eksikliğini ya da yokluğunu yargılamak sadece Rabbimize aittir. Lakin inanan bir kalp, muhakkak ZİKREDİYORDUR, MUTLUDUR VE GÜLÜMSÜYORDUR.
Tıpkı çok sevdiğim o şarkıda olduğu gibi sözlerimi bitirmek istiyorum.
GÜLÜMSE, GÜLÜMSE…
HADİ GÜLÜMSE…
BULUTLAR GİTSİN…
YOKSA BEN NASIL YENİLİRİM?HADİ GÜLÜMSE…
Sonsuz mutluluklar dileyerek, hepinizi Rabbime emanet ediyorum… Allah razı olsun…
YORUMLAR