Merhaba değerli okurlarımız, Ortadoğu’nun en kadim ve en eski halklarından biri olan, Ezidî Yurttaşlarımızın, geçmiş zamanlarda uğradıkları haksızlık ve maruz kaldıkları, inkâr imha ve ötekileştirme yaklaşımları nedeniyle yüz yıllarca yaşadıkları Beşiri İlçesinde ve bağlı Köylerden adeta göçmen kuşlar andıran toplu kaçışları kendileri için azap iken, bu olumsuz davranışları onlara reva görenlerimiz için açıkça bir utançtır.
Şimdi, yaklaşık yarım asırdır terketmek zorunda kaldıkları ana yurtları olan Beşiri’deki köylerine geri dönmek arzusundalar, fakat bu dönüş arzuları geri gelmek için maalesef yeterli değildir. Kendirinin ifadeleriyle, gaspedilmiş evlerine ve arazilerine kavuşmak istiyorlar, bu konuda bazı engeller yaşadıkları için köylerini emanet ettikleri kişilerle mahkemelik olmuş durumdalar.
Yıllardır Almanya’da yaşayan Kuşçukuru köyü eski sakinlerinden, Ezidîlerin önde gelen isimlerinden biri olan Nedim ERKİŞ ile ile yapmış olduğumuz Röportajımızla sizleri baş başa bırakıyorum.
NEDİM ERKİŞ KİMDİR?
1964’te Beşiri’nin kuşçukuru köyünde doğdum. Ortaokulu yine bu köyde okudum 1981’de Almanya gittim. Sonraki tüm yaşamımı Almanya’da geçirdim.
SİZİ ALMANYA’YA GÖÇE ZORLAYAN NEDENLER NELERDİ?
Önceleri Êzidîler ugradıkları zulüm ve kendilerine reva görülen ötekileştirme ve linçe varan yaklaşımlar nedeniyle kendilerine ait topraklardan göç etmek zorunda kaldılar. Bu, Bölgedeki durumları hep böyleydi, Batman’da Kurtalan’da Diyarbakır’da ve serhat dediğimiz Bölge’de köylerimiz vardı ama maalesef köylerimiz bütün bu yerlerde giderek azaldı ya da bizi göçe zorlayan kişilerce el konulmuş durumda.
GÖÇ ETME KARARI BİREYSEL Mİ YOKSA TOPLU OLARAK MI ALINDI.
Bir dönem Avrupa’ya bilhassa Almanya’nın yolu bizlere açıldı. Bildiğiniz gibi, Bölgemizde de savaş ve çatışmalar vardı, Ezidîler güçsüz ve yalnız oldukları için Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldı. Söz ettiğimiz nedenlerden dolayı. Ondan sonra yazı 92’ye kadar zar zor orda kalmayı başaranlar da göc etmek zorunda kaldı.
Çok az sayıda kalanlar arasında bizim köylüler de vardı, bizim aileden amcam ve oğlu kalmıştı, devamında, amcalar da, Köylerimii ve arazilerimizi çokça güvendikleri çevre köylerinde bulunan Köylülere emanet vererek Avrupa buraya geldiler. Tabi emanet verilmesi sırasında yapılan anlaşmalar noter huzurunda ve video aracılığıyla kayda alınarak emaneten verilmişti.
GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALDIĞINIZ ALMANYA’DA NE GİBİ ZORLUKLAR YAŞADINIZ.
Yabancıydık, farklı bir kültüre adapte olmak pek de kolay olmadı, zamanla önce dil sorununuzu çözmek için çaba sarf ettik, sonra da yaşama tutunmaya ve orada da kendi kültürümüzü ve inancımızı yaşamaya çalışıp birlik ve beraberliğimizi korumaya çalıştık. Daha doğrusu güçsüzdük, fakat biz kendi inanç ve irademize güvendik hep, başlıca sıkıntılarımız da oldu elbette, örneğin eğitim olarak, iş bulma sorunu gibi vardı ama biz özellikle orada dernekleşme örgütleme gibi girişimlerimiz orada tutunmamıza yardımcı oldu. Devamında okuyan okudu, çalışan çalıştı, zamanla okuyup, doktor, sanayici ve hatta profesör bile olmayı başaran da oldu.
GERİ DÖNÜŞ FİKRİ VE ARZUSU NASIL ORTAYA ÇIKTI?
Geri gönme düşüncesi ve arzusu yaklaşın 20 yıldır var aslında. Biz, arada gelip gitsekte buraya olan özlem ve sevgimiz geri döndüğünüzün ertesi günü yine başlıyor. Dönmeyi ciddi manada düşünenlerimiz de oldu ama, döndüklerinde nelerle karşılaşacaklarını bilemedikleri gibi, hâli hazırda birçok gaspedilmiş evleri ve arazilerin var olan sorunları karşısında geri dönüş arzuları gerçekleşmedi. Yakın zamanda köylerine ziyaret amaçlı gelen Ezidîler, birçok Köylerinin isimleri değiştirilmiş, korucular yerleşmiştirilmişti, köylerine ziyarete dahi gidenler, örneğin biz aile olarak 2012’de köyümüze gelmek istedik, 2012’de süreci çok önemlidir, zira Avrupa Birliği ile Türkiye arasında büyük görüşmeler vardı, Kürtler ve Türk arasında bir barış bir süreci vardı onun için biz de fırsat bulduk Avrupa’daki Ezidîler olarak, köye dönüş projesi kapsamında geri dönmek istedik ama önümüze çıkan, inkar, gasp ve hak ihlalleri bu dönüşümüze fırsat vermedi.
ADIMLARIN ATILMASINI BEKLİYORDUNUZ?
Zorluklar ve sorunlar var, öncelikle bunların çözüme kavuşturulması gerekir. Köylerimiz işgal edilmiş, arazilerimiz rızamız olmadan sürülüp hatta icareye veriliyor. Yıllardır birçok köyümüz, viran, yıkık ve dökük haldedir, yine bizim yokluğumuzda kendi köylerimizde kendilerince yapılar yapılmış ve açıkça el konulmuştur. Ezidîler olarak, Nusaybin, Midyat, Diyarbakır ve Batman’ın Beşiri İlçesinde onlarca köyümüz sorunludur ve oradaki sorunlar da hep Bölgemizin belli başlı kişileri çıkarıyor. Bu sorunları çözmesi gereken ağalar ve aşiretler bu sorunların birer parçası olmuştur. Gittiğimizde güvenip köylerimizi teslim ettikleriniz emanete ihanet etmiş ve emanet sahip çıkması gerekenler aslı olarak üzerine konup sahiplenmişlerdir. Sözüne itibar edip güvendiğimiz aşiretlerden zamana kadar büyük zorluklar çektik.
DÖNDÜĞÜNÜZDE İLK İŞİNİZ NE OLUR?
Ezidî inancında, kendi ziyaretgahını, var olan kutsal değerlerini terk etmek günahtır biz önce bunu telafi etmek ve özellikle mezarlıklarımıza önemli ölçüde çeki düzen vermek istiyoruz. Devamında buradaki mal ve mülklerimizin akibeti sormak haksız bir şekilde el konulmuş arazi ve evlerimizi geri almak ve giderken bıraktığımız eski hâline döndürmek ve tekrardan verimli hale getirmek istiyoruz
ARAZİ VE EVLERİNİZİ GERİ ALMAK İÇİN YÜRÜTTÜĞÜNÜZ HUKUKÎ SÜREÇ NASIL İŞLİYOR?
Gaziantep İstinaf Mahkemesinin lehimize çıkan kararına rağmen, bize ait köylerimizde halen gecekondu gibi evler yapmak ve çadır kurmak istiyorlar, kesin çıkacaklarını bildiği halde bu şekilde oraya geri dönüşümümüzü engellek için arazilerimiz de sürüyorlar. Bölge Mahkemesi, İstinaf Mahkemesi ve son olarak Batman‘da 12 yıl boyunca dört gözle beklediğimiz ve lehimize çıkan mahkeme kararına rağmen el konulmaya devam maalesef.
DEVLET BÜYÜKLERİNDEN BEKLEDİĞİNİZ DESTEĞİ ALABİLDİNİZ Mİ?
Batman’da görev almış birçok valimizle ve Beşiri’ide kaymakamlık yapmış olan bütün kaykamakamlarla bu konuyu konuştuk, Beşiri Belediye Başkanımız sayın Alparslan KARABULUT ve İkiköprü Belediye Başkanımız sayın İbrahim Halil KARABULUT ile de bu konuyu paylaşıp destek istedik. Hatta Beşiri Belediye Başkanımız sayın Alparslan KARABULUT bizzat Almanya’ya gelip Beşiri’de yapılması planlanan festivale bütün Êzidî halkını davet etti. Almanya’da yaptığımız görüşmelerde mevcut bütün sorunlarımızı kendisine aktardık, sağolsun kendisi de gerekli olan bütün desteği sunma sözünü bize verdi.
KESİN DÖNÜŞ İÇİN NE GİBİ GÜVENCE İSTİYORSUNUZ?
Yani geriye dönüşe sıcak bakıyoruz, onu eğer köyümüzde özgürce yaşayabileceksek, emanete ihanet edilerek el konulmuş olan ev arazilerimiz bize teslim edilecekse, güvenliğimiz sağlanacaksa, güvenlik diyorum çünkü olmazsa olmazdır çünkü ben bir engelliyim, beni dahi darp eden zihnîyet geriye kalanlara neler yapmaz ki? Biz fazla birşey istemiş değiliz, sadece hakkımız olanı yani bize ait olanın tarafımıza iade edilmesini talep ediyoruz.
GERİ DÖNÜŞÜNÜZ BEŞİRİ’YE GİBİ ARTILAR GETİREBİLİR?
Elbette geri dönüşümüzün getirileri de olacaktır, evet belki gidişimiz derinden ve sessiz sedasız olmuştu ama dönüşümüz kesinlikle Beşiri için bir artı olacak olacak, içimizde durumu iyi olup, esnaflık yapacak, iş yeri açacak, istihdama vesile olacak olanlarımız var. Biz Beşiri’ye ayrı bir renk ve kültürel anlamda zenginlik katabilecek güce ve ivmeye sahibiz. Geri gelişimiz asla ne Beşiri’ye ne de halkımıza yük olmayacak ve değer katacak bir kültüre ve saygı ve sevgiye sahibiz. Bizim inancımıza, eziyete, haksızlığa, zulme ve ayrıştırmaya yer yoktur. Bizi biz yapan değerlerimizle artı bir renk ve bereket olarak dönmüş olacağız inşallah.