Yeni Yüzyıl Partisi Genel Başkanı Vekili Avukat Zeki UÇAR, İsrail’in Türkiye’ye karşı haddini aşan davranışlarına ilişkin açıklamalarda bulunarak, zaten masum Filistin halkına karşı yürüttüğü insanlık dışı savaş politikası ve Gazze’yi yerle bir ederek Dünya’nın nefretle yaklaştığı bir ülke hâline gelen İsrail’in son zamanlardaki Ülkemize karşı geliştirdiği politikalarına tepki göstererek, bunlar, İsrail’in kendinu tarihe gömme manevralarıdır diyerek, 1948 tarihinden bu yana ilk kez İsrail kendini tarihe gömme manevralarını yapmaya başladığını ifade ederek, bu yaptıkları sonlarını hazırlar diye konuştu.
İsrail; son günlerde, Ülkemizi hedefalan provokatif açıklamaları ile belki de tarihsel determinizmin gereği sonunun tarihini yazıyor. Ortadoğudaki gücünün nişanesi olarak, oyun kuran bir güç olarak, Türkiye’nin Suriye’de hava veya deniz üssü kurulmasına izin vermeyeceklerini, Türkiye kırmızı çizgileri aşarsa, İsrail’in karşılık vereceğini açıklamasıyla haddini aştığı ortadadır diyen UÇAR, yani açıkça, Türkiye’yi vuracağını söylüyor. Bu söylem, İsrail’in Ülkemizi ve Askeri gücümüzü tanımadığının ayrıca stratejik derinlikten yoksun olduğunun bir ifadesidir dedi.
7 Ekim 2023 tarihinden buyana yarattığı provokatif eylemiyle, savunmasız 55 bini aşkın, Gazzeli Çocuk, Yaşlı ve Kadınları katletmekle, “ki Hamas’ı dahi bozguna uğratamadı”. Güç zehirlenmesi hastalığına yakalandığı hezeyanıyla Türkiye’yi tehdit etme körlüğüne düştüğü; izahtan varestedir diyen Yeni Yüzü Partisi Genel Başkan Vekili Avukat Zeki UÇAR, Türkiye’nin onun bu münhasır ve görgüsüz tehditlerini önemsemediğinin farkında değildir. Bütün Dünyanın,hamisi olduğu ABD’nin ve bütün batılı ülkelerin kabul ettiği Nato’nun ikinci büyük Askeri gücüne sahip olan Türkiye’nin İsrail tarafından tehdit edilmesi, sağlıklı bir devlet ve iktidar aklının yaptığı bir karşı duruş olmadığı açıktır ifadelerini kullandı.
UÇAR, Üstelik, Küdüs’ün alnında, halen Selahaddini Eyyubi’nin Kılıcının şavkı dururken. Bu husus, korkunun, tehditle kamufle edilmesi; ruh halinden başka bir şey değildir. Korkunç bir strateji hatasıyla matematiksel yanlışlık içindedir. Türkiye, yeterince karışık Ortadoğu coğrafyasında ilave bir karışıklık çıkmasından yana değildir. Ancak, varlığına yönelik bir saldırı halinde, en sert şekilde karşılık vereceğini en iyi bilen İsrail ve Espiyonaj örgütü olan Mossad çok iyi biliyor. Her şey bir yana, İsrail’in Türkiye ve bütün bölge için varoluşsal tehdit haline geldiği de gözardı edilemez dedi.
İsrail’n en büyük körlüğü, Türkiye’yi, Lübnan, Filistin, Mısır, Ürdün ve İran gibi ülkeler kategorisinde değerledirmiş olmasıdır. Bu coğrafyada tam bin yıldır, tarih inşa eden, en büyük gücün Türkiye olduğunun farkında değildir. Yine böyle olacak. Türkiye İsrail saldırılarından korkmaz. Kendisi doğrudan bir imha planı uygular. Dostlarını ve ortaklarını koruyacaktır. İşte o zaman İsrail’in varoluşu tehlikeye girer. Şu an bu ateşi körükleyerek İsrail aslında intihar ediyor diyen UÇAR, eğer Suriye’de, Türk askerî unsurlarına bir saldırı olursa, bir “uçak kazası” olursa, “bir füze yanlışlıkla ateşlenirse”, Türkiye öyle “uluslararası kamuoyu müdahale etsin” demez. “Diplomasi” demez. “ABD, Avrupa ne der” demez ve devamında kıyametin başkenti Tel Aviv olacak. Türkiye İsrail’i meşru olmayan şu anki sınırlarında karşılayacak. Golan’da, Gazze’de, Güney Lübnan’da, Akdeniz’in hemen kıyısında karşılayacak.O zaman da Arkasında Emperyalist; Problemler yığını haline gelmiş, mevcut, ruhsal durumu karışık başkanlarının aldığı ekonomik sosyal ve ek gümrük kararları sonucu Dünya’nın ve ülkesinin her tarafında protesto yürüyüşlerine ve ekonomik karşı savaşlara sebebiyet ABD’yi bulamayan İsrail, Ortadoğu coğrafyasının tamamında vurulacak. Bu kapsamlı ve stratejik savaşa emin olun, intikam ateşiyle yanan ancak İsrail’e dost gibi görünen bir çok devlet de ona karşı yürütülen imha savaşına Türkiye’nin yanında yer alacaktır. Bu durum, fetişist Ortadoğu ve Asya halklarının felsefeleri gereğidir dedi.
Zira İsrail Bugüne kadar gerçek bir savaş gücü ile karşılaşmamıştır. İsrail, hiç bir zaman bir devlet aklı ile hareket etmedi; uluslararası hukuka uygun davranmadı, bu da onun devlet değil, bir terör örgütü olduğunun açık bir delilidir diyen UÇAR, 1948 de Filistin halkının nakbesi üzerine yükselen bir devlet ve kuruluş felsefesi ile birlikte tarihin en derin yerinde kendini bulacaktır diye konuştu.