Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Batman İl Başkanlığı düzenledikleri basın açıklamasıyla, belediyelere ait taşınmazların hızla elden çıkarılmasına tepki göstererek, bu satışların durdurulması çağrısında bulundu.
TMMOB Batman İl Koordinasyonu Kurulu tarafından yapılan açıklamada, son dönemde kayyum yönetimleri tarafından belediyelere ait taşınmazların hızla elden çıkarıldığına tanık oluyoruz. Halkın ortak varlığı olan arsalar, kamu binaları ve yeşil alanlar, herhangi bir şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesi gözetilmeksizin satılmakta, kentin geleceği rant politikalarına kurban edilmektedir. Kayyumlar eliyle yürütülen bu satışlar, yalnızca ekonomik bir tasarruf meselesi değil, aynı zamanda kent hakkının, yerel demokrasinin ve kamu yararının açıkça ihlal edilmesi anlamına gelmektedir ifadelerine yer verildi.
“SATIŞTAKİ 13 OLAN PARSEL SAYISI 29’A ÇIKARTILMIŞ DURUMDA”
DEM Parti döneminde meclis’e satışı sunulmuş 13 adet parselden 9 adeti onaylanmıştı. Daha sonraki kayyum sürecinde bu sayı 29’a çıkarılmıştır. Bugünlerde yeniden gündeme gelen parsel satışlarının derhal durdurulması gerekmektedir. Ancak kayyum yönetimleri, herhangi bir halk desteği olmadan atanmış, merkezi otoriteye bağlı olarak görev yapan yetkililerdir. Kayyumlar, yerel halkın tercihlerini, taleplerini ve önceliklerini dikkate almak zorunda olmadıkları için, belediyelerin mülkiyetinde bulunan taşınmazları hızla elden çıkararak kentin kaynaklarını tüketmektedir.
“SATIŞLARIN KİME SATILDIĞI MEÇHUL”
Bu süreçte kamuya ait değerli arsalar, konut alanları, yeşil alanlar ve ticari bölgeler, kimlere ve hangi koşullarda satıldığı belirsiz meçhul şekilde el değiştirmekte, bu satışların kent planlamasına nasıl etki edeceği konusunda herhangi bir kamuoyu bilgilendirmesi yapılmamaktadır. Halkın vergileriyle oluşturulmuş varlıklar, toplum yararına projeler geliştirmek yerine, belirli grupların çıkarları doğrultusunda kullanıma sunulmaktadır.
“KENTLERİMİZ RANT UĞRUNA HİÇ EDİLİYOR!”
Kayyumların gerçekleştirdiği parsel satışları, sadece bugünü değil, kentlerimizin geleceğini de ipotek altına almaktadır. Kamusal alanların özelleştirilmesi, kentlerin betonlaşmasına, plansız büyümesine ve toplumun yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Oysa ki bu varlıklar, sosyal konut projeleri, kamusal yeşil alanlar, kültürel ve sosyal tesisler gibi halkın yaşam kalitesini artıracak projeler için değerlendirilmelidir. Ancak kayyum yönetimleri, belediye bütçesindeki açıkları kapatma bahanesiyle ya da belirli çıkar gruplarına imtiyaz sağlamak amacıyla bu satışları gerçekleştirmektedir.
“SATIŞLAR DERHAL DURDURULMALI, BELEDİYELER HALKIN İRADESİNE TESLİM EDİLMELİDİR”
Bu çerçevede, kayyum yönetimleri tarafından yapılan parsel satışlarının derhal durdurulmasını, yerel yönetimlerin halkın iradesiyle yönetilmesi gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Yerel demokrasinin hiçe sayıldığı, şeffaf olmayan ve kamusal varlıkların yağmalandığı bu süreç, yalnızca belirli kentleri değil, tüm toplumu ilgilendiren bir mesele haline gelmiştir.
“KENT HAKKINA VE KAMU YARARINA OLAN HERŞEYE SAHİP ÇIKMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
Bizler, demokratik ilkelere, kent hakkına ve kamu yararına sahip çıkan kurumlar olarak, bu satışlara karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi ve buna sahip çıkmaya devam edeceğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Halkın iradesine dayanmayan yönetimlerin aldığı kararlar meşru değildir ve toplumun ortak mülkiyetini ilgilendiren her türlü tasarruf, halkın rızasına dayalı olarak gerçekleştirilmelidir.
Açıklamanın devamında, tüm yurttaşları, demokratik kitle örgütlerini, meslek odalarını ve sivil toplum kuruluşlarını bu talana karşı birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Kayyumlar gidecek, halkın iradesi kazanacak ifadelerine yer verildi.