Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hayrettin ÖNEN

HAYRETTİN ÖNEN-KÖŞE YAZISI / MÜSLÜMAN ÜLKELERİN ZALİM YÖNETİCİLERİ…

Peygamber Efendimiz (S.A.V), Mehdi (A.S) gelmeden önce bazı Müslüman ülkelerde, Din ahlakından uzak, Zalim ve Acımasız karakterli kişilerin iktidarda olacağını Hadislerinde belirtmiştir. Gerçekten bugün birçok ülkede yöneticiler, Müslüman halka eziyet etmekte, baskıcı rejimleri ile insanları ezmektedirler. Bir kısmında ise ehli olmayan yöneticiler nedeniyle halk çeşitli belalara, doğal afetlere maruz kalmaktadır. Dünyanın pek çok yerinde Müslümanlar, ülke yönetimindeki liderler tarafından baskı altına alınmakta çeşitli zorluk ve sıkıntılara maruz bırakılmaktadırlar. Hak dini yaşamak isteyenlerin özgürce ibadetlerini yerine getirmeleri engellenmekte, ekonomik sıkıntılar yaşamı zorlaştırmaktadır.

Günümüzde olduğu gibi dünyada karmaşa, güvensizlik ve huzursuzluğun hâkim olacağı bildirilmektedir. Savaşlar ve çatışmaların yanı sıra, toplu katliamların yaşanacak olması, içinde yaşadığımız bu dönemin belirgin özellikleri arasındadır. Hâdislerde, tüm dünya çapında katliamların yaygın olarak yaşanacağına (Hz. Mehdi (A.S)’ın çıkışı ile ilgili hâdislerde katliamların yaygınlaşmasından bahsedilirken), bu katliamların günümüzde olduğu gibi masum insanları hedef alacağına özellikle dikkat çekilmiştir. Günümüzde hemen hemen tüm savaşlarda asıl hedef, sivil halk olmaktadır. Katliamlar ve terör eylemleri de asıl olarak sivil ve masum halka yönelik olarak gerçekleştirilmekte, çoğunlukla çocuklar, yaşlılar ve kadınlar katledilmektedir. Özellikle kendilerini savunma imkânı olmayan bu insanların seçilmiş olması, katliamların çapının geniş, hayatlarını kaybeden insanların sayısının yüksek olmasına neden olmaktadır.

“Fitne” kelimesi “cehalet, zaruret ve ihtilâflar, karışıklık, kavga, savaş” gibi anlamlara da gelmektedir. Kelimenin bu anlamları düşünüldüğünde özellikle son bir asırdır, hâdiste de ifade edildiği gibi “kaldığı yerden hemen başka bir tarafa yayılan” savaşlar, iç çatışmalar, kargaşalar dünyanın dört bir yanında bitip tükenmeden devam etmektedir. Özellikle geride bıraktığımız 20. yüzyıl “Savaşlar yüzyılı” olarak anılmaktadır. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl ise savaşlar ve terör olayları ile başlamıştır ve halen bu herc-ü merc olayı, dünyanın dört bir yanında devam etmektedir.

HİDAYET ÇAĞI: Hadislerin işaretlerine göre Hidayet Çağı’nda toplumda ihtiyaç içinde olanın gözetilmemesi, sadece çok küçük bir zümrenin bolluk içinde yaşaması gibi adaletsizlikler son bulacaktır. Komşusu açken kimse tok yatmayacak, tek yanlı zenginlik utanç vesilesi haline gelecektir. Nefsin afetlerinden kaynaklanan hırs ve bencilik ortadan kalkacağı için herkes birbirine yardım edecek, maddi manevi tüm imkânlarını birbiriyle paylaşacaktır. Halkın birbirine karşı olan merhameti alabildiğine artacak, herkes birbirini zengin etmeye, kısaca birbiri için yaşamaya çalışacaktır. Güçlü olan haklı olmayacaktır, haklı olan güçlü olacaktır. Kur’an ahlakının hâkim olduğu bu dönemde toplumun her kesimindeki insanlar arasında çok büyük bir eşitlik yaşanacak huzur ve güven dolu bir ortam olacaktır. Bu ortamın bir sonucu olarak insanlar hiçbir sahtekârlığa, kötülüğe ve haram fillere de yanaşmayacaklardır.

Allah’u Teala, Mehdi (A.S) vesilesiyle insanlara Barış, Huzur ve mutluluk dolu bir hayat yaşatacaktır. Dünyadan anarşi, terör, kargaşa, düşmanlık ve şiddetin tümüyle kalkması sonucunda insanlar cennet benzeri bir hayata kavuşacaklardır. Nefs tezkiyesi ve tasfiyesiyle Allah sevgisinin doruğuna ulaşan tüm insanlar arasında hırsızlık, sahtekârlık, dolandırıcılık, haksızlık gibi nefsin afetlerinden kaynaklanan toplumsal sorunlar kalmayacaktır. Cinayetler, saldırılar, taciz, iftira, hakaret içeren eylemler ve toplum huzurunu bozacak her türlü kötü davranışlar ortadan kalkacak. Gece gündüz her yerde, sokaklarda güven içinde dolaşabileceklerdir. Herkes istediği saate istediği yerde ailesiyle gezebilecek, çocuklarını hiçbir endişeye kapılmadan rahatlıkla okullarına gönderebileceklerdir.

Tüm devletler milletlerine güvenecek, Halkın sahtekârlık yapma ihtimaline dayalı, halkı potansiyel tehlike olarak gören kontrol sistemleri ortadan kalkacaktır. Halka güven esas alınacak insanların beyanı yeterli olacak ve buna göre hareket edilecektir. Bir hadise göre, Hidayet çağında “Kurtla koyun bir arada otlayacak, çocuklar yılan ve akreple oynayacak ama zarar görmeyeceklerdir”
Hidayet çağı Peygamber Efendimiz (S.A.V) ın müjdelediği gibi cennetin dünyadaki bir müjdesi, Allah’ın müminlere bir lütfudur. Bolluğuyla, bereketiyle, insanlara sağlayacağı her türlü konforuyla ve huzur dolu ortamıyla herkesin ulaşmak isteyeceği bu dönem, Allah’a ulaşmayı dileyerek mürşide tabi olan, tüm iman eden insanlar için dünya hayatında çok üstün bir mükâfattır. Bu güzel dönemle müjdelenmekte kuşkusuz tüm insanlar için çok büyük bir şereftir. Allah razı olsun…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER