Emanet Ekranlarda Değil, Kalplerde Saklanır: Öğrenciyi Paylaşmak mı, Korumak mı?
Öğretmenlik, sadece bilgi aktarmak değildir;
Bir çocuğa örnek olmak, ona değer vermek ve onu hayata hazırlamaktır.
Ama günümüz sınıfları artık sadece dört duvar değil,
Yanında bir de dört inçlik telefon ekranları var.
Sosyal medya cebimizde, elimizin altında. Hem öğretmenlerin hem öğrencilerin.
Ve bazen bu ekranlarda “öğrencinin mahremiyeti” ile “like sayısı” kavgası yaşanıyor.
Her yıl 23 Nisan’da ya da yıl sonu etkinliklerinde gördüğümüz klasik sahne var:
Öğretmen ortada, etrafında kalpli emojilerle süslenmiş minikler,
Veliler selfie çekiyor, çocuklar da doğal olarak “Instagram yıldızı” modunda.
Altına şu not düşülür: “Canlarım benim, iyi ki varsınız ❤️”
Niyet güzel, kimse kötü bir şey yapmıyor.
Ama bir an durup düşünmek lazım:
O çocuk gerçekten o fotoğrafta olmak istedi mi?
Ailesi onayladı mı?
Ve ileride büyüyünce, “Ben niye 8 yaşındayken dans ederken kalpli emojilerle dolaşıyorum?” diye soracak mı?
Gerçek sevgi bazen göstermek değil, saklamaktır.
Öğrencini ekranlarda paylaşmak zorunda değilsin, çünkü o çocuk sadece öğrencin değil, bir emanet.
Ve emanet ekranlarda dolaşmak için değil; korunmak, saygı görmek için vardır.
Ben de bir öğretmenim.
Ve yıllardır hiçbir öğrencimi sosyal medyada paylaşmadım.
Çünkü o anılar benim hafızamda, onların mahremiyeti ise onların ellerinde kalmalı.
Kimi güldürdü, kimi düşündürdü, kimi içimi ısıttı…
Ama o anlar, asla viral olmadı.
Sosyal medya bazen öğretmen profilini bir sınıf defterine dönüştürüyor: pano çalışmaları, çocukların yüzleri, etkinlikler, dans videoları…
Ama eğitim kalple yapılır, algoritmayla değil.
Sınıfta bir öğrencinin istemeden çıkardığı o komik ses, orada kalır.
Ama sosyal medyada o anı paylaşırsan, çocuk büyüyünce o video da büyür, herkesin önünde serilir.
Unutulmaz, çünkü internet unutmaz.
Hiçbir kare paylaşmadan binlerce kalpte yer etmek mümkün.
Görünmeyen öğretmenlik, öğrencinin gönlünde hiç silinmeyen izler bırakır.
Bence en büyük like budur.
Sonuçta, öğrenciyi paylaşmak kolaydır.
Ama onu korumak, onun mahremiyetine saygı göstermek, gerçek öğretmenliktir.
Çünkü öğretmen olmak sadece ders anlatmak değil, çocukları ekranlardan bile korumaktır.
Ve ben, bu yolda yürümeyi seçtim.
Sağlıcakla kalın
YORUMLAR